YENİ YIL VE RUTİNLER

 Yeni yıla girmekle beraber kendimizi bir rutin işlerin içinde buluyoruz. Aslında bu sadece yeni yıla girince olmuyor. Pazartesi günü ,  yeni ayın ilk günü gibi gibi devam eden bir işe başlama serüveni üzerimizde baskı oluşturuyor.

Rutinler rutinler bazı insanlar için vazgeçilmez bir biçimde hayata bağlayan bir şey olurken bazı insanlar için işkence şeklini alır. Ben rutin sevenlerdenim bu aynı anda düzeni de beraberinde getirdiğine inanıyorum. Bir işi yani rutini her gün yapmak ona sağdık kalmayı ve aynı anda gelişmeyi sağlamaktadır.

 Her gün kitap okumak sayfalarca ilerlersiniz ve sonunda o kitap biter ve yenisine geçersiniz bu durumda rutin hayatımız bizi gelişmeye iter çünkü kitabı daha çabuk bitirip yenisine geçiyoruz. Aynı şekilde spor, meditasyon gibi aktivitelerde gelişmeyi takip etmeyi sağlar. 

Sadece rutine bağlı kalmakta bir süre sonra sıkıcılaşmış bir hayatı beraberinde getirir. Bazen de rutinlerin dışına çıkıp bambaşka şeyler yapmak gerekir. Sabah rutinin sabah 8 de kalkmaksa o gün 10 da kalkmak sana bambaşka enerji sağlar ve belki de önündeki günlerde seni iyi hissettirir. Bunalmışlıktan çıkarır ve belki de rutinin getiremediği o sürekliliği sadece bir gün rutin dışına çıkmak getirir.

Konuyu toplamam gerekirse bir şeylere başlamak için yeni yılı , ay başını, hafta başını beklemeye gerek yok ne zaman hazır ve enerjideysen o an başla belki gece çarşamba ve mart ayında gelen bi hareket seni daha iyi bir hale taşır. Aynı şekilde rutinlere bağlılığın bazen bozulsa kötü olacak diye bir şey de yoktur.